26 Eylül 2014 Cuma

GÜZ OKUMA ŞENLİĞİ LİSTEM

1. Kategori (10 puan): İsminde sonbahar mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların güzün geçtiği bir kitap. 
Yağmur Sonrası-Sarah JİO

2. Kategori (10 puan): Sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz bir yazardan bir kitap.
Dublörün Dilemması-Murat MENTEŞ

3. Kategori (10 puan): Bir deneme veya inceleme veya gezi kitabı.
Mimoza Sürgünü-Nazan BEKİROĞLU

4. Kategori (10 puan): Adında bir meslek geçen bir kitap.
Doctor Who-Shada-Gareth ROBERTS

5. Kategori (10 puan): Nobel ödüllü bir yazardan bir kitap.
Benim Adım Kırmızı-Orhan PAMUK

6. Kategori (10 puan): İngiliz edebiyatından bir kitap.
Dalgalar- Virginia WOOLF

7. Kategori (10 puan): Türk bir yazardan bir öykü kitabı.
Kitab-ı Aşk-İskender PALA


8. Kategori (10 puan): Fantastik kurgu/bilim kurgu/distopya/steampunk vb. türde bir kitap.
Kralların Çarpışması-I-George R.R. Martin

9. Kategori (10 puan): Yasaklanmış bir kitap.
Fahrenheit 451-Ray BRADBURY

10. Kategori (10 puan): Beyaz perdeye aktarılmış bir kitap.


Kitap Hırsızı-Markus  ZUSAK

11. Kategori (10 puan): Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk hakkında bir kitap.

Bizim Atatürk-Ali KUZU

12. Kategori (10 puan): 12. Hayatının herhangi bir döneminde öğretmenlik yapmış bir yazardan bir kitap.
Kerbela- Sinan YAĞMUR

13. Kategori (10 puan): Türkiye'de herhangi bir edebiyat ödülü kazanmış bir kitap. 
-
14. Kategori (10 puan): 700 sayfadan uzun bir kitap.

Taht Oyunları-George R.R. MARTIN

15. Kategori (10 puan):Artık aramızda olmayan bir yazardan bir kitap.
Arı Kovanına Çomak ;Sokan Kız-Steıg LARSON



16. Kategori (10 puan): Polisiye/gerilim/korku vb. türde bir kitap.


Gözlerini Sımsıkı Kapat-John VERDON

17. Kategori (10 puan): Bir aşk romanı.
İlk Son Öpücük-Ali HARRIS

18. Kategori (10 puan): 2014 yılında çıkmış bir kitap (Yabancı kitaplar için Türkiye’de ilk baskısını 2014’te yapması da kabulümüzdür).

Ardında Bıraktığın Kadın-Jojo MOYES

19. Kategori (Her kitap 10 puan, 2 kitabı da okuyana ekstradan 20 puan, toplam 40 puan): İsminde bir şehir/ülke adı geçen bir kitap ve buna ek olarak o şehrin yer aldığı ülke edebiyatından bir kitap. 
Paris'te Balayı-Jojo MOYES
Denizler Altında 20.000 Fersah-Jules VERNE

20. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 20 puan, toplam 50 puan): Aynı yazardan 3 kitap ama dikkat! Aynı seriye ait kitaplar kapsam dışı. Aynı yazarın üç farklı serisinden birer kitap olur tabii.  
Anansi Çocukları -Neil GAIMAN
Mezarlık Kitabı-Neil GAIMAN
Yolun Sonundaki Okyanus-Neil GAIMAN

21. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 20 puan, toplamda 60 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.


Sol İnvictus Virgülden Önce-Giftos LEO (yazarları türk olduğu için bu kitabı seçtim)

Kocan Kadar Konuş-Şebnem BURCUOĞLU
Bayan Peregrine'nin Tuhaf Çocukları-Ransom RİGGs
Golem ve Cin-Helene WECKER

22. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 40 puan, toplamda 70 puan): İsminde aynı kelimenin geçtiği üç kitap.
Resimli Adam-Ray BRADBURY
Görünmez Adam-H.G. WELLS
Hayalet Adam-Roger HOBBS

23 Eylül 2014 Salı

YAZ OKUMA ŞENLİĞİ 3 AY SONU RAPORUM

1. Kategori (10 puan): İsminde yaz mevsimini çağrıştıran bir kelime geçen veya olayların yazın geçtiği bir kitap. 
YAZ-Kürşat BAŞAR-Everest-328

2. Kategori (10 puan): Sadece tek bir kitabını okuduğunuz ve sevdiğiniz bir yazardan bir kitap.
Ölüm İçgüdüsü-Jed RUBENFELD-Koridor-505

3. Kategori (10 puan): Bir şiir kitabı.
Safahat-Mehmet Akif ERSOY-Kent-560

4. Kategori (10 puan): Adında bir sayı geçen bir kitap.
Bir Dilekle Başladı Herşey-Debbie MACOMBER-Martı-495


6. Kategori (10 puan): Nobel ödüllü bir yazardan bir kitap.
Açlık -Knut HAMSUN-Müjde-193

7. Kategori (10 puan): Fransız edebiyatından bir kitap.
Üç Silahşörler-Alexandre DUMAS-Gonca-264

9. Kategori (10 puan): Yabancı bir yazardan bir öykü kitabı.
Lanetin Uyanışı-H.P.LOVECRAFT-Tutku-356

10. Kategori (10 puan): Fantastik kurgu/bilim kurgu/distopya/steampunk vb. türde bir kitap.
Cesur Yeni Dünya-Aldous HUXLEY-İthaki-333

11. Kategori (10 puan): Yasaklanmış bir kitap.
Bülbülü Öldürmek-Harper LEE-Altın Kitaplar-342 sf


12. Kategori (10 puan): Beyaz perdeye aktarılmış bir kitap.
Aynı Yıldızın Altında-John GREEN-Pegasus-417

14. Kategori (10 puan): Kütüphaneden veya bir tanıdığınızdan ödünç aldığınız veya sahaftan aldığınız bir kitap.
Hayalevinin Son Kapısı-Robert LİPARULO-Martı-352

15. Kategori (10 puan):Bir masal kitabı.
Peter Pan-J.M.BARRIE-Zuhal Yayınları-96

16. Kategori (10 puan): Herhangi bir edebiyat ödülü kazanmış bir kitap.
Kıyamet Kitabı-Connie WILLIS-İthaki-580

17. Kategori (10 puan): Bir biyografi/otobiyografi kitabı.
Dünyayı Döndüren Adam Galileo-Alfred Engelbertoviç Ştekli-Etkin Yayınevi-400 sf

18. Kategori (10 puan): Bir tiyatro oyunu.
Gülnihal-Namık KEMAL-Kent Yayıncılık-160 sf

19. Kategori (10 puan): Halen yazmaya, üretmeye devam eden bir edebiyatçıdan (yazar, şair, araştırmacı...) bir kitap.
Adaletin Gizli Mezarlığı-Ted DEKKER-Martı-480

20. Kategori (10 puan): Polisiye/gerilim/korku vb. türde bir kitap.
Ölüm Üstadı-Arıana FARNKLİN-Format-536 sf

21. Kategori (10 puan): Bir aşk romanı.
Aşkın Meali II-İbrahim ve Hacer-Sinan YAĞMUR-Karatay Akademi-281 sf

23. Kategori (10 puan): Mektuplardan veya anılardan oluşan bir kitap.
Milenaya Mektuplar-Franz KAFKA-Tutku-391

24. Kategori (10 puan): Daha önce okuyup da tekrar okurum dediğiniz bir kitap.
Sen Git Aşk Bana Kalsın-Mehmet COŞKUNDENİZ-Neden-160

25. Kategori (10 puan): Yabancı dilde bir kitap veya orijinal dilinde okumayı gönlünüzden geçirdiğiniz bir kitap.
Muhteşem Gatsby-F.SCOTT FITZGERALD-Martı-208 sf

26. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 15 puan, toplamda 45 puan): 3 kitaplık bir seri veya aynı seriden 3 kitap.
Bir Yumak Mutluluk-Debbie MACOMBER-Martı-479 sf
Bahçemde Yaşaren Umtlar-Debbie MACOMBER-Martı-478 sf
Mucizeler Dükkanına Dönüş-Debbie MACOMBER-Martı--480 sf

27. Kategori (Her bir kitap 10 puan, iki kitap da okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 50 puan): İsminde zıt anlamlı kelimeler olan iki kitap.

Cehennem-Dan BROWN-Altın Kitaplar-576 sf
Babamın Cenneti-Arıal SABAR-Sonsuz-432 sf

28. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 60 puan): Goodreads’in “Ölmeden Önce Okunması Gereken 1001 Kitap” listesinden 3 kitap.
Jane EYRE-Charlotte BRONTE-Gonca Kitapları-260 sf
Koku-Patrick SUSKIND-Can-263 sf
Aşk ve Gurur-Jane AUSTEN-Altınpost Yayıncılık-472 sf

29. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 30 puan, toplamda 70 puan): Şimdiye kadar hiç kitabını okumadığınız dört yazardan birer kitap. Yazarların ikisi Türk, ikisi yabancı, ikisi kadın, ikisi erkek olmalı.
Bataklıkta Geceyarısı-Nora ROBERTS-Epsilon-414
Tanrı Daima Tebdil-i Kıyafet Gezer-Laurent GOUNELLE-Pegasus-447 sf
Tutunamayanlar-oĞUZ ATAY-İletişim-724 sf
İskender-Elif ŞAFAK-Doğan Kitap-443sf

30. Kategori (Her bir kitap 10 puan, tüm kitaplar okunursa ekstradan 50 puan, toplamda 80 puan): 17., 18. ve 19. yüzyılda yazılmış birer kitap.
Macbeth-SHEAKSPEARE-Kent Yayıncılık-144 sf
Robinson CRUSOE-Daniel DEFOE-Gonca Kitapları-233 sf
Akıl ve Tutku-JANE AUSTEN-Tutku-368 sf

Toplam 36 kitap okuduğumdan 36x10=360
Toplam sayfa sayısı=13550  puanı=135
Son kategorileri tamamladığımdan ekstra puan=155
Toplam Puanım=650

16 Eylül 2014 Salı

OKUDUM 12#CESUR YENİ DÜNYA -ALDOUS HUXLEY

Distopik romanlar okumayı her zaman çok sevmişimdir.Bu sefer bu harika hayal ürününü şimdiye kadar niye okumadım diye hayıflanmıycam çünkü eğer daha erken okumuş olsaydım bu denli yer etmezdi bende.EEE herşeyin yeri ve zamanı vardır diye boşuna denmemiş.
Kitabın tanıtımını yapmak isterdim fakat David BRADSHAW kadar iyi anlatamazdım sanırım.O yüzden yazmış olduğu tanıtımı sizinle paylaşıyorum:
İlk olarak 1932'de yayınlanan Cesur Yeni Dünya "FS. 632'de,bu istikrar yılında" geçmektedir yani Amerikan araba kodamanı Henry Ford'un (1863-1947)'un gelişindden 632 yıl sonra,Henry Ford ki onun çok başarılı olan  T modeli taşıma bandı ve uzmanlaşmış emek gibi salt toplu üretim yöntemleriyle üretilmiş ilk otomabildi.
Ford,Dokuz Yıllık Savaşla büyük ekonomik bunalımın çifte felaketinden sonra kurulmuş bir küresel kast sistemi olan Dünya Devleti'nin önde gelen ilahıdır,onun endüstri felsefesi de bu düzen içindeki hayatın her yönüyle hükmeder.
Dünya Devleti'nin istikrarı,biyolojik mühendislik ve insanı her yönüyle koşullandırmanın terkibiyle sağlanır.Bu devletin standartlaştırılmış iki milyar yurttaşı sadece on bin soyadını paylaşır,dünyaya da doğarak gelmemişlerdir,önceden belirlenmiş rollerini yerine getirmek üzere "kulıçka"dan çıkarılmışlardır.Politik gövdedeki hücrelerden öte birşey değillerdir.

............................................
Benim kitapta en çok ilgimi çeken şey ise oluşturulan ırklardı.Şöyle ki; 
Dünya Devleti'nin on bölgesi var ve bunlar Yerel Dünya Denetçisi tarafından yönetiliyor.Mustafa Mond yani fordhazretleri,Londra merkezli Batı Avrupa bölgesinin denetçisidir.En alt kademede Epsilon-Eksi Yarı Moronları bulunur ve bu ırk hiyerarşik bir şekilde artar fordhazretlerinin hemen altında ise Alfa-Artı entellektüel kastı bulunur.Dünya Devletinin sınırları dışında yaşamasına izin verilen diğer tek insanlar da çeşitli Vahşi Ayrı Bölgelerinde yaşayanlardır.Bu ırk Fordgil cehenneminden elektrikli tellerle ayrılmakta  hala evlenebilmekte ve çocuk doğurabilmekte ve ölmektedirler.
Kitapta New Mexico'daki Ayrıbölgeyi ziyaret eden Alfa-Artı Bernard Marx,John adlı vahşiye rastlarve onu Lonra'ya getirir.John ilk başta yeni dünya karşısında coşkuya kapılsa da kısa süre sonra Dünya Devleti'nce hayal kırıklığına uğratılır ve John'ın perspektifinden F.S. 632 'nin eksiksiz,totaliter dehşeti teyit edilir.

ARKA KAPAK YAZISI:
"Cesur Yeni Dünya" bizi "Ford'dan sonra 632 ylına" götürür.Bu dünyanın cesur insanları kapısında "Cemaat,Özdeşlik,İstikrar" yazan Lonra Merkez Kuluçka ve Şartlandırma Merkezi'nde üretilirler.Kadınların döllenmesi yasak ve ayıp olduğu için ,'annelik' ve 'babalık' pornografik birer kavram olarak görülür.Toplumsal istikrarın temel güvencesi olan şartlandırma-hipnopedya-uykuda eğitim- ile sağlanır.Hipnopedya sayesinde herkes mutludur;herkes çalışır ve herkes eğlenir."Herkes ,herkes içindir."
"Cesur Yeni Dünya"nın önemi yalnızca ardılları için bir standart oluşturması ve karamsar bir gelecek tasarımının güçlü betimlemesiyle değil,aynı zamanda 'birey yok edilse de süren macerasının ' sağlam bir üslupla anlatılmasıyla da ilgili.Huxley yapıtını ütopya geleneğinin kuru anlatımının dışına çıkarıp 'iyi edebiyat' kategorisine yükseltiyor.

ALTI ÇİZİLENLER:
"Mideni bozan bir şey mi yedin?" dedi Bernard.
Vahşi,başıyla doğruladı."Uygarlık yedim."
"Ne?"
"Zehirledi beni uygarlık;kirlendim.Sonra da."diyerek daha alçak sesle ekledi."içimdeki kötülüğü yedim"


.................................
Dışarıdaki diğer odada Vahşi,bir aşağı bir yukarı volta atıyor,sihirli sözcüklerin davullarıyla ve müziğiyle uygun adım yürüyordu." Çalıkuşu da yapar bunu ve küçük altın rengi sinek gözümün önünde kapılır şehvete"Sözcükler ,kuşaklarında çıldırtırcasına gümbürdüyordu."Ne kokarca ne de kirlenmiş at,böyle gürültücü bir iştahla şehvetlenir.Üst tarafı kadın olsa da,belden aşağısı Kentauros'tur.Tanrı mirasıdır belden yukarısı.Altıysa zebaniler mekanı.:Cehennem orada sülfür kuyusu da,yanar kuyu durmadan,haşlar,leş kokar;ve ölüm ;ayıp ,utanmanız yok mu hiç,ayıp,iğrenç,iğrenç!Biraz miskkedisi yağı ver bana,sevgili eczacı,hayalgücüm tatlansın!"


10 Eylül 2014 Çarşamba

OKUDUM 11# KIYAMET KİTABI -CONNIE WILLIS

Uzuun zamandır okumayı beklediğim kitabı nihayet aldım ve okudum ve açıkçası şu zamana kadar niye okumadım diye de üzüldüm.Kitap 1992 yılında kaleme alınmış ve sayısız ödül kazanmış.Kurgusu harika olan bu hikaye 2054 yılında tarihçilerin geçmiş zamana dönüş yaptığı bir laboratuarda Kivrin adlı tarihçi bir kızın Ortaçağ a gitmek istemesi ve gönderme sırasında meydana gelen zaman kayması sonucunda vebanın hüküm sürdüğü 1348 yılına gitmesini konu alıyor.O yılların İngiltere'si ,vebanın meydana getirdiği büyük hasar çarpıcı bir şekilde gözler önüne seriliyor.Yazarın dili o kadar güzel ve etkileyici ki çeviri olmasına rağmen  hikaye beni çok etkiledi.Aslında roman bilim kurgu kategorisine girmesine rağmen bence bir o kadar da tarihi bir romandı.Gerçi her iki koşulda da ilgilendiğim kategorilere giriyor:)Özellikle acaba nasıl olur dediğim ilginç ve bir hayli de korkutucu gelen zamanda yolculuk meselesi çok ilgimi çekti.
İçim içimi yese de çok fazla spoiler vermek istemiyorum bence hemen alın okuyun bu kitabı.(okumuş olanlar zaten şuan hislerime ortaktırlar)

Bu arada kitapta geçen Kivrin 'in baktığı küçük Agnes'in atının adı SARACEN  ve anlamı haçlı seferleri sırasında Müslümanlara verilen isimmiş
Ayrıca Kivrin 'in Ortaçağ için kendine bulduğu isim Isabel de BEAUVRIER fakat Katherine oluyor:)

Arka Kapak Yazısı:
İlk olarak 1992 'de yayımlanan ve tüm zamanların en iyi bilimkurgu eserlerinden biri olarak gösterilen Kıyamet Kitabı,Hugo,Nebula ve Locus ödüllerini almış,Arthur C. CLARKE ve BSFA ödüllerine de aday gösterilmiştir.
Bugüne kadar 11 Hugo ve 7 Nebula ödülü kazanan ünlü bilimkurgu yazarı Connie Willis ,2011'de Amerikalı Bilimkurgu ve fantezi yazarları Derneği tarafından Yaşam Boyu başarı ödülüyle onurlandırılmıştır.Bu ödül daha önce Ursula Le Guin,Michael Moorcock,Ray Bradbury ve Isaac Asimov gibi isimlere verilmiştir.
Sadece bilimkurgu okurlarının değil ,tarihi roman hayranlarının da beğeniyle okuyacağı ,sürükleyici bir öykü..Zamanda yolculuk yapıp 1348 yılına,İngiltere'deki Kara Veba salgınının tam ortasına giden Kivrin 'in macerası insanlığın hem geçmişi hem de geleceği üzerine yazılmış en güzel metinlerden biri.


Altı Çizilenler:
 "Tabak kullanmadıklarını biliyor muydunuz?Mançet denen ekmek somunlarını kullanırlarmış tabak yerine ,etlerini yiyip bitirdikten sonra da ekmeği kırıp yerlermiş."



Kitapta vebadan çokça bahsedildiği için bende ufak çapta veba hakkında bulduklarımı sizlerle paylaşmak istedim:
VEBA:
Yersinia Pestisadında bir bakteri tarafından oluşturulan enfeksiyon hastalıklarına verilen genel ada veba deniyor.Lakabı ise "Kara Ölüm".Orataçağda 1347-1353 yılları arasaında Avrupa nüfusunun yarısının ölmesine sebep olmuştur.Günümüzde modern antibiyotiklerle tedavi edilmesine rağmen bazı Asya ve Avrupa ülkelerinde hala görülebilmektedir.
Vebanın dört şekli vardır:
-bubonik
-septisemik
-pnömonik
-gastro-intestinal
 Vebanın farelerden bulaştığı kanısı yaygın olmasına karşın aslında bakteriyi yayn pirelerdir.Fareler ise aslında bu hastalığın ilk kurbanlarıdır.
Hastalığın kuluçka süresi 2-8 gündür.Belirtileri ise: aniden başlayan baş ve sırt ağrıları,ateş,titreme,kusma,nefes darlığı,halsizlik,deri lekeleri,burun kanaması,kan tükürme,kasık ağrısı ve devamlı dalgınlıktır.
Bubonik vebada (hıyarcıklı veba) vücutta özellikle koltuk altı,kasık ve sırt bölgesinde içi kan ve iltihap dolu hıyarcıklar oluşmaktadır.


PEKİ VEBA NASIL YAYILDI?
Çin'de başlayan veba ,1347 'de Kırım'da bir Ceneviz ticaret merkezini kuşatan Kıpçak ordusunun vebalı cesetleri mancınıkla kentin içine atmaasıyla hastalık Avrupa 'ya taşınmış oldu.
Avrupa'nın nüfusunu alt üst deden veba ,Roma Katolik kilsesi için de büyük bir darbe olmuş ve Museviler,Müslümanlar,yabancılar ve dilenciler başta olmak üzere azınlıklara zulmedilmesine yol açmıştır.Günlük yaşamdaki belirsizlikler halkı o günü kurtarmaya itmiş ve bu da Giovanni Boccaccio'nun 1353 'de yazdığı decameron 'a yansımıştır.

DECAMERON
Konuyu araştırırken Decameron'a da bir bakayım dedim ve çok ilgimi çekti sizlerle paylaşmak istedim:
Salgın boyunca tanık olduğu olaylardan etkilenen BOCCACİO ,1348-1351 yılları arasında Decameronda salgın günlerinin Floransa 'sını ele alır.
Decameron,10 gün boyunca anlatılan 100 öyküden oluşur.Günde 10 öykü anlatılır.Her günü bir kral ya da kraliçe yönetir.Bunlar vebasalgınından kaçmak için toplanan yedi genç kadınla (Pampinea,Filomena,Lauretta,Emilia,Ellisia,Fieametta ve neifile) üç erkektir(Panfilo,Filostrato ,Dioneo)
Bu gençler gönüllerince yaşayarak gülüp eğlenmek amacıyla önce Fiesole yakınlarında bir evde sonra bir şatoda kalırlar.Hergün cumartesi ve pazar hariç,öğleden sonra bir öykü anlatılır.Öykünün konusunu o gün kjim kral ya da kraliçe olduysa o belirler.Birinci ve dokuzuncu gündeyse herkes istediği öyküyü anlatır.Böylece 100 öykü tamamlanmış olur.
Decameron Yunanca 'da on ve gün kelimelrinin birleştirilmesiyle oluşturulmuş olup "on günlük bir olay" anlamına gelmektedir.

Evett benim anlatacaklarım bu kadar ama anlatmayla olacak iş değil bu bence kesin alın ve okuyun:)



3 Eylül 2014 Çarşamba

OKUDUM 10# MİLENA'YA MEKTUPLAR-FRANZ KAFKA

Milena'ya mektuplar Kafka 'nın okuduğum ikinci kitabı.Daha önce Dava 'yı okumuş ve çok beğenmiştim bu kitapta aynı şekilde Kafka'ya yakışır bir kitaptı.Kitap adından da anlaşılacağı üzre Kafka'nın Milena JESENSKA'ya yazdığı mektuplardan oluşuyor.Mektuplar Nisan 1920 de başlayıp 25 aralık 1923 'e kadar devam ediyor.
Kitabın ilk bölümü KAFKA'nın Milena'ya mktuplarından oluşuyor,ardından Milena'nın Max BROD'a mektupları geliyor ve en sonunda Milena'nın dört adet yazısıyla devam ediyor.Mektuplarda KAFKA ruh hali ,düşünceleri o kadar güzel bir şekilde aktarmış ki kitap tamamen okuyucuyu kendine çekiyor.Aşağıda vereceğim kitap alıntlarından da bu gayet açık görülebilir:
Altı Çizilenler:
Mektubunuzu almak ve onu uykusuz beynimle cevaplamak zorunda kalmak harika.Yazmaktan başka birşey düşünemiyorum,satırların arasında,gözlerinizi ışığı altında güzel mutlu bir gündeymiş gibi nefesinizin içinde dolaşıyorum.Zihnim hasta ,yorgun olsa da ve pazartesi günü Münih üzerinden ayrılsam da güzel ve mutlukalıyor.

Sonra sizin güzeller güzeli telgrafınız geldi,beni geceye,eski düşmanıma karşı teselli etmek için göndermişsiniz (eğer teselli uzun sürmezse bu sizin hatanız değil,hatalı olan gecelerdir.Bu dünyevi kısa geceler,birini sonsuz geceeden korkutmaya neredeyse yeter)

Bir tanıdıkla karşılaşır ve ona hemencecik iki çarpı ikinin kaç ettiğini sorarsınız ,soru delice gelecektir,öte yandan ilkokulda son derece doğru bir sorudur.

Serçenin odamdaki kırıntıları gagalaması gibi ben de iki mektubu okuyorum:dehşetle,dikkatlice,gözetleyerekve şişinerek.

Çekçenin çok iyi lduğunu anlıyorum,kahkaha attığını da duyuyorum ama mektuplarını deşmeye kelimelerinle kahkahan arasaında çukur açmaya devam ediyorum-ta ki tek bir kelime,duyana kadar,o kelime ki tam da benim özüm:korku.

Başa çıkacak gücüm kalmadığı için hayıflanmıyorum,bu sadece bir çökme durumu.Hayıflandığım şey yeniden inşa edilnesi,hayıflandığım şey azalan gücüm ,doğmuş olmaya hayıflanıyorum,güneş ışığına hayıflanıyorum.

ünlemlerle başlayan ve bilmediğim korkunç şeylerle biten o mektupların yok mu,Milena ,onları okumaya başladığımda sanki tehlike çanları çalıyormuş gibi sarsılıyorum.Okuyamıyorum ve sonra elbette okuyorum onları,aynı susuzluktan ölmek üzere olan bir hayvanın su içmesi gibi okuyorum.Sonra korkuyorum ve korkum giderek büyüyor;altına saklanacağım bir eşya arıyorum;titriyorum,tamamen dünyadan kopmuş bir haldeyim.Mektubunla bir fırtına gibi girdiğin odadan gerisin geri pencereden uçup gitmen için dua ediyorum.Hem fırtınayı odamda tutamam ki;bu mektuplarda hiç şüphesiz Medusa'nın o şahane kafasına sahipsin.Dehşet yılanları başının çevresinde vahşice kıvranırlarken benim kendi başımın etrafındaki korku yılanları daha da azgınca kıvranıp duruyorlar.

Aynı anda aklıma bir şey geldi:birinin evinde buna benzer bir şey okumuştum bir seferinde :"Aşkım yeryüzünün üzerinden geçen ateşli bir sütundur.Şimdi beni sarıp sarmalıyor.Ama kuşatılmış olanlara değil sadece görenlere rehberlik ediyor.
(Artık adımı da yitirdim-giderek küçülüyor ve şimdi sadece bu hale geldi :Senin)

Beni affet!Ve bu akşam yatağa gittiğinde ,sana iyi bir gece diliyorum,beni ve herşeyimi bir anda içine al:herşeyimle mutlu bir şekilde senin içinde dinlenebilirim ancak.

Bu arada,neden  bu son derece belirsiz ve korkunç bir sorumluluk gerektiren durumun işkencesine katlanan insan ben oluyorum ki?Örneğin neden odandaki,sanadalyende ya da masanda otururken ya da uzanırken yahut da uyurken (sana güzel uykular dilerim)tamn karşında duran mutlu gardırop olamıyorum?



Arka Kapak Yazısı:
Kafka Prag 'da tanıştığı gazeteci Milena'nın öykülerini Çekçe'ye çevirmesini ister.Kafka 'nı bu isteği ilişkilerinin başlangıcı ve aralarındaki yazışmanın toplandığı "Milena'ya Mektuplar" adlı eserin ortaya çıkmasına neden olmuştur.Kafka'nın hayatının sonuna kadar süregelen ve bir roman havasında ortaya çıkan bu yazışmalar ümitsizliğin,çaresizliğin ve tıkanmışlığın tasvirine dönüşmüştür.
Kafka'nın da altını çizdiği gibi "mektup yazmak,hayaletlerin önünde soyunmak demektir,çünkü onlarda aç kurtlar gibi bunu bekler zaten.Yazıya dökülen öpücükler yerlerine ulaşamaz ,hayaletler yolda yalayıp yutarlar onları."